MOBİLYA BOYAMA MACERAM:
Selamlar... Son zamanlarda gerek evimi ziyaret eden arkadaşlarımın gerek instagram alemindeki güzel arkadaşlarımın mobilya boyama konusunda sıkça sordukları soruları göz önünde bulundurarak herkese yardımcı olacak bir yazı yazmak istedim.
Venge mobilya modasının tavan yaptığı zamanları, benim gibi 2007 yılında evlenenler daha iyi bilirler... O zamanlar yeni ev kuracak çiftler de haliyle bu modadan etkilendiler. Zamanla, mobilyaları kullandıkça gördüler ki en ufak bir tozu son derece belli eden, iç karartan ve içimizdeki feminen duyguyu ortaya çıkaramadığımız bir renk, venge. Ya da benim gibi, gün geçtikçe klasikleşen bir ruh yapısıyla bağdaştıramadılar bu rengi ve haliyle beyaz mobilya isteği doğdu... Not: Bu aşırı felsefik konuşma için özür dilerim ama konuya nasıl girebileceğimi bilemedim:)
Haliyle mobilyacılara soruldu, internetten araştırmalar yapıldı, ev halkının fikirleri alındı. Mobilyacıların uçuk fiyatlar vermeleri, mobilyaların da neredeyse 7 yıldır kullanılıyor olması ve daha önce iki defa nakliye olmanın derin izleri de düşünülerek göz karartıldı... Tabi ki bu kararda eşimin desteği ve verdiği cesareti de söylemeden geçemeyeceğim.
Boya konusunda karar verirken internetten son derece kapsamlı bir araştırma yaptım. Uygulayan blogcuların yazılarını okudum ve kullanmam gereken boyaya karar verdim. Eveeet sihirli boyamızın ismi, Polisan X1, su bazlı, ahşap, metal ve duvar boyası... Boyamız gayet kokusuz, hafif bir koku var tabi ki ama hissedilir birşey değil. Eskiden kireçten badanalar yapılırdı, o tarz bir koku...boyanın sulandırılmaya gerek olmayan bir sıvılığı var, uygulama öncesinde mobilyalarımızda herhangi bir zımparalama işlemi gerektirmiyor, sonrasında vernikleme de gerekmiyor. Zaten benim bu boyayı tercih sebebim de tamamen bu olay. Bu arada mobilyalarım kaplama...Boyadığım mobilyaları yaklaşık 8 aydır, iki çocukla beraber kullanıyorum, ufak tefek çizilmeler tabi ki oluyor(alttaki rengin venge olması da çok etkili) fakat sert bir darbe almadığı sürece soyulmayan bir boya. Mesela, minik Yağız, boyadığım orta sehpa üzerinde arabalarını sürebiliyor.
Temizliğine gelince, deterjanlı su ile ıslatılıp sıkılmış toz bezi ile rahatça temizleniyor, herhangi bir lekelenme halinde cif gibi temizleme ürünleri ile hafifçe ovulabiliyor.
Neyse sonuç olarak gerekli cesaret, azim ve motivasyon tamamlanınca ilk olarak Koçtaşı ziyaret ettim. Kullanacağım boyayı, rulo fırçayı, detayları boyamak için normal kıl fırçayı ve hışır örtüyü gayet makul bir fiyata tedarik ettim.(2.5 lt boya yaklaşık 50 tl) Heyecanla eve geldim ve biran önce minik Ayza yı (ozaman 2 aylıktı) uyutup işe koyuldum.
Önce ortamı hazırlamam gerekiyordu. Aldığım hışır örtüyü salonun boş köşesine serdim ve kurbanlık koyun olarak seçtiğim orta sehpamı üzerine yerleştirdim. Hissettiğim şey tamamen merak...Eh biraz da korku... Çünkü daha önce yağlı boya birkaç tuval boyamaktan başka, fırçayı elime almışlığım yoktu ama bilemezdim ki ilk mobilya boyamadan sonra fırçayı elimden bırakamayacağımı:)
Tüm ekip hazırdı. Ben, sihirli boyam ve fırçam... İşin en zor kısmı boyanın kapağını açmaktı bana göre ve oğlumun bitmek bilmeyen sorularına cevap vermek...Önce rulo fırçamı ıslattım ve bir güzel suyunu sıktım. Bu işlemi yaparsak, boyadığımız mobilyada fırça izi kalmasını önleriz fakat iyice sıkıp hatta bir bezle iyice kurulamalıyız ki boyamızın koyuluğu bozulmasın. İlk kat boyamı sürmek için ruloyu boya kutusuna daldırdım ve fazlasını boya kutusunun kenarı ile sıyırdım. Bu arada venge gibi koyu renk mobilyaları beyaza dönüştürmek için en az 4 kat boyamak gerekiyor ki ben öyle yaptım. Katlar arasında 2 saat kuruma süresi var tabi ki. Tamamen kuruması için ise 24 saat beklemek gerekiyor. Rulo fırça ile boyamızı daima aynı yöne doğru sürmemiz de fırça izi kalmamasını sağlar.
Sehpanın ilk kat boyasını bitirdiğimde yüzümdeki ifadeyi görmeliydiniz. 'Çuvalladık' der gibi... Neyse motivasyonumu bozmadan iki saat bekledim ve kuruyunca ikinci katını da boyadım. Derken üçüncü, derken dördüncü... Bir de baktım ki evet, oluyor, hem de tam istediğim gibi:) İşte orada karar verdim ve zamanla evdeki mobilyaların çoğunu boyamış buldum kendimi:))
Sonra dedim ki kendi kendime;
'İyi ki de boyamışım:)'
Ne kadar boya almanız gerektiğine gelince, ben orta sehpam, yemek masam ve 8 sandalyem ayrıca 3 lü zigon sehpalarım ve bir dresuar için 2,5 lt boya kullandım. Bu boyanın 750 ml ve 2,5 lt lik kutularda beyaz ve siyah olarak seçenekleri mevcut ama farklı renkte kullanmak isterseniz su bazlı akrilik boya ile renklendirebilirsiniz. Kapağını sıkıca kapatınca kuruma olmuyor, daha sonra da kullanabilirsiniz. Fırçanızı da sıcak su ile yıkayıp temiz bir halde kaldırırsanız diğer uygulamanızda yine ıslatıp fazla suyunu kurulayarak kullanmalısınız. Olur da etrafa sıçratırsınız ya da herhangi bir yere damlarsa, bu boyayı tiner ile değil aseton ile sileceksiniz. Yalnız asetonun tahriş edici etkisini göz önünde bulundurun.
Orta sehpamı boyayıp sonuçtan memnun kalınca, salondaki diğer mobilyalarımı boyamaya koyuldum. Metal ya da cam detayı olan mobilyalarım için maskeleme bantı kullandım ve böylece boyanmasını istemediğim yerleri korumuş oldum. Ayrıca mobilyalarımın kulpları için siyah sprey boya kullandım tabi ki yerlerinden söküp açık hava da boyayarak...
Aşağıdaki fotoğrafta ise önceden hepsi venge olan mobilyalarımın beyaz halini topluca görebilirsiniz...
Salondaki mobilyaları bitirince ister istemez diğer odalara geçtim. Çalışma odamızdaki koca kitaplığı boyamak en zor olanıydı... toplam 6 sütundan oluşan kitaplığı sıkılmadan boyayabilmek için üç aşamaya ayırdım. İlk iki sütunu boyamak için içindeki kitapları boşalttım ve yine 4 kat boyama yaptım yalnız kitaplığın iç arka zemini için duvar kağıdı kullandım.duvar kağıdımı gereken ölçüde kestikten sonra arkasına duvar kağıdı yapıştırıcısı sürüp 20 dk katlı halde beklettim. yumuşayan kağıdın katını açıp kitaplığın iç zeminine boydan boya yapıştırdım ve sonuç harika, sıcak, sevimli bir görünüm oldu...
İşte böyle benim mobilya boyama maceram... Açıklayıcı bir yazı olduğunu umarak mobilyalarını boyamak isteyenlere kolaylıklar dilerim...